Kadının evlendikten sonra bekarlık soyadını tek başına kullanamayacağını içeren madde yargı paketinden çıkarıldı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ile görüşen CHP Aile ve Sosyal Hizmetlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, gelişmeyi, “Dokuzuncu yargı paketinde kadınlar için bir tehdit olarak duran soyadı dayatması. Meseleye soyadı seçimi olarak bakmıyoruz. Bu aslında kadınların kimliğine sahip çıkma hakkıdır. Kadın erkek eşitliği hakkıdır. Bir ailenin eşitlik esasına dayalı olmasıdır. Kadının bir soy kütüğünden bir başka soy kütüğüne geçmeme hakkıdır. Kadınların tercih hakkıdır. AYM’nin bu yönde vermiş olduğu bir karar verdir. Bu karara uyulması noktasında bizim son derece hassas olduğumuz unsurdur. Sayın bakanla yaptığımız görüşmede bu dayatmanın yargı paketinden çıkarıldığını sizlere müjde olarak vermek isterim.” ifadeleri ile duyurdu.
Karar öncesinde kadınların başta kendi soyadlarını kullanabilme hakkı olmak üzere çeşitli hak ve özgürlüklerine karşı tavır alan Akit gazetesi konuyu farklı zamanlarda haberleştirerek öne çıkarmıştı. Akit’in bugünkü sayısında ise konuyla ilgili tek bir satır yok.
Akit’in kadınlara soyadı dayatması ve diğer haklarının ellerinden alınması gerektiği yönündeki haberleri şöyle:
Akit gazetesi 18 Temmuz’da manşetinden yayınladığı haberi ile nafaka ödemelerine tepki göstermişti.
Kadının kendi soyadını kullanmasına destek veren kişilere ‘laikçi yobaz’ diyen gazete haberinde şu ifadeleri kullandı:
“Laikçi yobazların soyadı bağını parçalama girişimlerini boşa çıkaran Cumhur İttifakı’nın süresiz nafaka zulmüne de son verecek bir düzenlemeye imza atması bekleniyor. Boşanan erkeği mağdur eden Türk Medeni Kanunu’nun 175’inci maddesinde değişikliğe gidilmesi umudu hakim. İlahiyatçılar tarafından da İslâm hukukuna aykırı olup rıza dışı alındığı için haram hükmüne giren süresiz nafakanın sınırlanması tavsiye ediliyor. Dünyada örneği olmayan süresiz nafaka zulmü 36 yıldır boşanan erkeği mağdur ediyor. Kamuoyundan devamlı inananların yüz akı Akit’in haberlerinde yer verdiği bu zulme “Dur” denmesi çağrısı geliyor.
Akit 8 Temmuz’da ise konuyla ilgili bir ‘özel haber’ yapmış ve kadınların kendi soyadlarını kullanabilmesinin çocuklar üzerindeki etkisinden konuyu siyonizme dahi bağlamayı başarmıştı. Haberin girişi şöyle:
“İstanbul Sözleşmesi’ni fesheden AK Parti iktidarı, bir toplumsal yarayı daha tedavi etmek için kolları sıvadı. Ailede soyadı birliğini ortadan kaldıran ve evlenen kadınların dilediği soyadını almasının önünü açan AYM’nin iptal kararının ardından harekete geçen hükümet, 11 Temmuz’da Meclis’e gelmesi beklenen 9. Yargı Paketi’nde, kadına kocası ile aynı soyadı almasını yeniden zorunlu hale getiriyor.”
Akit, 22 Haziran’da kadının soyadı özgürlüğüyle birlikte nafaka hakkını da hedef almıştı. Akit haberinde şu ifadeleri kullanarak henüz yargı paketi gelmeden atılacak adıma zemin hazırlamaya çalışmıştı: “CHP ve avaneleri ile arka bahçesi konumundaki feminist oluşumların ısrarla savunduğu Batı’dan devşirme yasalar, 6284 sayılı kanun, çocuk haczi ve süresiz nafaka gibi dayatmalarla adeta enkaza dönen aile birliği şimdi de soyadı tehdidi altında.”
Akit’in bu kampanyası 2016 yılına kadar gidiyor. Gazete bir haberinde Jennifer Null adındaki bir kadın eşiyle evlendikten sonra ‘Null’ soyadını kabul ettiğini belirtti. Almanca’da sıfır anlamına gelen soyadı yüzünden kadının hayatıının ‘kabusa döndüğünü’ iddia eden Akit, “Null, bilgisayar üzerinden hiçbir işlem yapamaz hale geldi.” diyerek konuyu dramatize etmeyi de başarmıştı.